5 Ocak 2024 09:44
Ünlü yazar Batuhan Arpacı röportajda içini döktü
Ünlü yazar Batuhan Arpacı, yazar olma sürecini verdiği röportajda anlattı.
1- Öykü yazmaya ilk ne zaman,nasıl başladınız?
Herhangi bir şey yazmaya başlamak, aslında öykü yazmaya başlamanın da ilk adımı sayılabilir bence. Bu açıdan bakarsak ilkokulda şarkı sözlerini değiştirip Beşiktaş tezahüratı yazmaya çalışmam ilk teşebbüslerimden sayılabilir. Sonrasında rahmetli Süleyman Seba’ya yazdığım mektuplar -muhatabın konumu itibarıyla- cümlelerime çekidüzen vermemi sağladı. Direkt ‘öykü’ olarak sınıflandırabileceğim yazılarım ise lise dönemine denk geliyor. Kompozisyon yazılısında bir hayli başarılı bulunan Mazeretim Var Asabiyim Ben isimli bir öykü yazmıştım ancak o öyküye tekrar ulaşamadım, ne yazdığımı ben de çok merak ediyorum açıkçası. Yine aynı dönemlerde yazdığım ve kimseye okutmadığım öykümün ise o kadar kötü olduğunu düşündüm ki tekrar yazmaya cesaret edebilmek 15 yılımı aldı. Bu süreçte internette yerel bir sitede politik köşeyazıları yazdım. Sanırım onların da bir kısmında öykü esintileri görülebilir.
2- Öykü türünü seçmede özel birnedeniniz var mı? Öykü yazmanınkolay olduğunu düşünüyormusunuz?
Sanırım biraz sabırsız bir insanım. Bir an evvel sonucu görmek istiyorum. Yazarken kendi heyecanımın da artması ya da en azından aynı seviyelerde seyretmesi gerekiyor. Yani özetle uzadıkça sıkılıyorum. Öykü her an var edilebilecek ve hemen tüketilebilecek nitelikte. Bu açıdan belki de hızlı akan günümüz hayatına en uygun olanı. Eğer doğru noktalar hem yazar hem de okuyucu tarafından yakalanabilirse etkisini çok çabuk gösteren bir ağrı kesici gibi. Yazmak başlı başına zor bir iş. Yoğun akıcı bir otoyola yan yoldan bağlanıp en sol şeride geçmeye çalışmak kadar da tehlikeli. Durduramadığımız bir düşünce trafiği içerisinde yalnızca bir tek çalışma noktası belirleyip trafiği de ona göre şekillendirmeniz gerekiyor. Kısa zamanda ve az teçhizatla çok şey başarmak zorunda olmayı gerektiriyor öykü.
3- İlk öykünüzün yayımlanmamacerasını anlatır mısınız?Yayımlandığını gördüğünüzdeneler hissetmiştiniz?
Edebi anlamda herhangi bir öyküm yayımlanmadı, ben de yayımlanmaları için bir yere göndermedim. Halihazırda yeni basılan kitabım açısından cevaplamam gerekirse; hani derler ya erkekler çocuğunu kucağına alana kadar baba olduğunu anlamaz diye, hah işte bende öyle de olmadı. Kitabı elime aldığımda da pek bir şey hissettim diyemem açıkçası. Ama şunu düşündüm: “Evet, artık senden sonra geriye, aktarılabilecek saf bir senlik bırakıyorsun.” Sanırım daha çok, öykülerin ulaştıkları muhataplarında yaratacakları etki ya da farkındalık hislerime şekil verecek olan.
4- Öykülerinizden dosya oluşturma fikri nasıl oluştu? Dosyanızı oluştururken nelere dikkat ettiniz? Belirli bir tema üstünden mi ilerlediniz yoksa farklı temaların oluşturduğu bir bütünü mü tercih ettiniz?
5- Kitap yayımlamak oldukça meşakkatli bir iş! Dosyanız okunmayabilir, okunsa bile uzun süre bekletilebilir, bekletilse bile birçok etmenden dolayı yayımlanamayabilir. Bütün bu durumlar gözünüzü korkuttu mu?
6. Çok fazla yayınevi var.Yayınevini belirlerken neleredikkat ettiniz? Hedefinizde biryayınevi var mıydı?